deneme
Anasayfa Duyurular Etkinlikler İletişim
::MENÜ

Okulumuz

Tarihçemiz

İdari Kadro

Öğretmenlerimiz

Okul-Aile Birliği

Ziyaret Defteri

Etkinlikler

Mezunlarımız

Resim Galerisi

Rehberlik servisi

Duyurular

İletişim

 

 

::LİNKLER

Milli Eğitim Bakanlığı

ÖSYM

Eğitim Sitesi

Milli Kütüphane

TÜBİTAK

TC Kimlik No


İstiklal Marşı
Gençliğe Hitabe
İlke ve İnkilapları
Kronoloji
Resimleri
Hayatı
Sözleri
Nutuk

 

 

Tarihçemiz

...........................                             ...TARİHİ:................................
                            Osmanlı Devleti, fethettiği ülkelerde ilk iş olarak arazinin tahririni (şehir, köy ve meraların kayda geçirilmesi) yapmışlardır. Bağlum başta olmak üzere Ankara'nın merkezi ve çevresindeki bütün yerleşim yerleri, İstanbul'da bulunan Başbakanlık Osmanlı Devlet Arşivlerinde muhafaza edilmektedir.
                            Bağlum 1530 yılında Anadolu Vilayetinin Ankara Kazasına bağlı bir köy olup, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün yayınladığı 438 numaralı, Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu defteri (937-1530) isimli eserin 354. sayfasında katip hatası olarak "Yavlum" olarak kaydedilmiş, halbuki daha sonraları "Bavlum" olarak kayıtlarda düzeltilmiştir.
                           354 ve 372. sayfalarda Bağlum ile ilgili kayıtlar kısaca şöyledir;
                          Bağlum 1530 senesinde 37 hane olup, 354. sayfada görüldüğü üzere 19 hanesi Tımar'a (Osmanlı Devleti zamanındaOrdunun büyük bir kısmını oluşturan Sipahilere gelir olarak ayrılan arazi) ayrılmıştır. Bu 19 hanenin yıllık geliri 1369 akçe olarak kaydedilmiştir.  372. sayfadaki kayıtta ise geri kalan 18 hanenin Musa, İsa, Yusuf ve Ahmet isimli şahıslara mülk olarak verildiği kaydı vardır. Bu 18 hanenin yıllık gelirleri ise 2738 Akçe olarak kayda geçmiştir.
                         Kısaca bu kayıtları birleştirdiğimizde, Bavlum Karyesinin 37 haneden meydana geldiği, vergiye tabi yetişkin bekar 6 kişinin yaşadığı ve ayrıca köyde bir imamın bulunduğu yıllık gelirin toplamının 4107 akçe olduğunu söylemek yerinde olur.
                        1530 yılında Bağlum 37 hane, çevresindeki köylerse; Ovacık 21 hane, Pursaklar 13 hane ve Kösrelik 17 hane olarak kayıtlarda yerini almıştır. Elimizdeki kayıtlar ancak bu kadar araştırmalarımız devam ediyor. Elimize belgeler ulaştıkca buradan sizlere aktaracağız...

............... KURULUŞU  ...............
                 Bağlum'un kuruluşu Horasan erenlerine kadar uzadığını görüyoruz. Ahmet Yesevi Hz. öğrencileri, Anadolunun manevi fatihleri olan horasan erenlerinin yurt edindikleri her yerde görülen ortak özelliklerin, Bağlum'dada fazlasıyla görüldüğünü müşaade etmekteyiz. Halk arasında dilden dile gelen ve Türbeleri bulunan üç Horasan  ereninden Yusuf ve Sadık'ın türbesi Bağlum Merkez Camisinin avlusunda Yakup'un Türbeside Bağlum Kabristanlığının tam merkezinde bulunmaktadır. Bu türbeler milli şef döneminde yıkılmış, 1963 yılında güzelleştirme derneğinin önderliğinde halk tarafından tekrar yapılmıştır. Horasan erenlerinin yurt edindiği yörelerin en önemli özelliğinin halk arasında ocak denilen bazı hastalık ve dertlerin iyileşmesinde sığanma suretiyle bir şifa ve kerametin hala devam ettiğini görmekteyiz. Ocaklar el verme suretiyle kuşaktan kuşağa devam edip gitmektedir. Bağlum'da tesbit ettiğimiz ocaklar şunlardır. Bu ocakların mevcut türbelerle bağı devam etmektedir.
1- Yılancık Ocağı : Kol ve bacak ağrılarını sığarlar. Camideki ve mezarlıktaki türbelere yatırarak şifa ararlar.
2- Çocuğu olmayanların ve durmayanların Ocağı :  Bunlar ehil ocaklar tarafından sığanır, beline kuşak bağlanır, merkezdeki türbeye getirilir yatırılır, kuşağı türbeye bırakılır, bir gün kalır. Bu kuşağı ertesi gün çocuğu olmayan'ın beline bağlarlar. Allah izin verirse çocuğu olur.
3- Ağız ve Yüz Felci Ocağı : (Halk arasında cin çarpması)  Bu ocağın ehli tarafından sığanır, perhiz verilir Allahın izniyle iyi olur.
4- Sarılık Ocağı :  Ehli tarafından sığanır.
5- Kızılyürek Ocağı : Vücutta çıkan kızarıklıkların ocağı.
6- Bulgurlama Ocağı : Vucutta çıkan kabarcıkların ocağı.
7- Alazlama Ocağı : Vücutta çıkan kırmızı beneklerin ocağı
8- Temreği Ocağı : Vücutta çıkan yaraların ocağı
9- İşleği Ocağı : Vücutta çıkan çıban, dolama gibi intihablı yaraların ocağı
10- Kulunç Ocağı: Kas Tutulması ocağı
11- Nazar Ocağı : Nazar değenmesine karşı şifa veren bir ocak.
             Bağlum yakın tarihe kadar İstanbul ile Mekke arasında uzanan kervan yolunda bir durak yeri olduğunu görüyoruz. 1975'li yıllara kadar bu hanlardan bir çoğu işlev ve görevini sürdürmekte idi. Bu han ve odalarda ilim tahsilide yapılır, hafızlar yetiştirilirdi. 1927 yılı civarında Nahiye olan Bağlum 24 Köyün bağlı olduğu bir merkezdi.

.................. GEÇMİŞTEKİ GEÇİM KAYNAKLARI ...............
             Bağcılık, tarım ve hayvancılık tarihteki geçim kaynağıdır. en önemli geçim kaynağı armutculuktur. Meşhur Ankara armudunun merkezi Bağlum'dur. Toprak yapısından dolayı diğer bölgelerde yetişen armut, burada yetişen armut'un lezzetini vermez. Yakın tarihe kadar her evin armut odaları vardı. ankara armutu Ekim ayında ham olarak toplanır, bu odalarda saman içerisinde muhafaza edilir, olgunlaşanları hergün tek tek toplanır ve satılırdı. Armut odalarında kışın soğuklarda kandil yakılır, kandilin isi don yapmasını önlerdi. Armut bağlarında aynı zamanda üzüm bağcılığıda yapılır, üzüm pekmezi her evde küplerle hazırlanır ve kışın yörenin vazgeçilmez bir yiyeceği idi. Buğday, arpa, yulaf, fiy ve nohut tarımı yapılır, her evde koyun sürüleri ve inek bulunurdu. 1980 li yıllara kadar atalarımız bu toprakları öküz ve atlarla, kara saban ve pullukla karış karış işlerlerdi.
             Ankara merkeze yakın bulunan Bağlum, bu yakınlığının etkisiyle 1960 lı yıllardan itibaren halkın devlet memurluğuna yöneltmesiyle bu özelliklerini yavaş yavaş yitirmiştir.

..........GEÇMİŞTEKİ GELENEKLERİ, OYUNLAR, DÜĞÜNLER, YÖRESEL GİYSİLER, YÖRESEL YİYECEKLER.........
             1970'li yıllara kadar Bağlum'daki düğünler 7 gün sürerdi. Perşembe günü başlar, ertesi hafta perşembe günü ikindi vakti biterdi. Gelin atla getirilir davul çalınırdı. Perşembeyi Cumaya bağlayan gece zihaf gecesiydi(halkın manevi değerine bağlılığı ve hassasiyetini sadece bu gelenekte bile görmekteyiz). 1970'li yıllardan itibaren düğünlerin Cuma günü başlayıp Pazar günü bittiğini görüyoruz( Bunun sebebide halkın büyük bir kısmının o dönemde resmi kurumlarda çalışmaya başlamasıyla gelen bir zaruriyetten ibarettir). Artık günümüzde bu adet bile tarihe karışmaktadır.
            Düğünlerde kadınlar fındıklı adı verilen geleneksel bir giysi giyerdi. Genç kızlarda harbalı adı verilen üzeri sim işlemeli, gümüş kemerli geleneksel bir giysi giydiklerini görüyoruz. Normal hayatta kadınlarımızın başlarını yemeni ve yaşmak adı verilen örtüyle örttüklerini, yakın tarihe kadar fistan adı verilen elbise giydiklerini şalvar kullandıklarını görüyoruz
           Turşu, yoğurt, pekmez, hoşaf ve gözleme hala Bağlum'un vazgeçilmez yiyeceklerindendir. Yöresel tatlı olan hoşmerim ise özel günlerin yiyeceğidir. Hala 60 yaş üstü kadınlarımız tarafından yapılır. Ankara Armutunu pişirerek armut tatlısıda çokca yapılırdı.
           Yakın tarihe kadar ekmek köy fırınlarında yapılırdı. Ayrıca bazlama'da yöremizin ekmeğidir. Tarhana çorbası, Yaprak sarma, etli bulgur pilavı, kuru fasulye, hoşaf, çekme pişmaniye geleneksel düğün yemeklerimizdir.
           Dini bayramlarımızda nişanlı gençler kız evine el öpmeye arkadaş gruplarıyla kalabalık bir şekilde seğmen oynayarak, silah atarak gitmeleri yine yakın tarihe kadar devam eden geleneklerimizden biriydi. Köyden köye düğün okuyuntusuna köyün gençleri delikanlı başının liderliğinde atlarla gider gelirlermiş.
           Köyün gençleri 60'lı yıllara kadar delikanlı başının komutasında hipodrumdaki Cumhuriyet Bayramı şenliklerine gider, Seymen alaylarının geçiş törenlerine katılırlarmış.
           Cirit oyunu yöremizde ısıtma çeşmesinin üzerinde oynanan bir oyunmuş.
          Sinsin; Hanönü dediğimiz yerde büyükçe bir ateş yakılır. Delikanlının biri meydana çıkar, meydan okur, ateşin etrafında döner, karşısına rakip çıkınca kaçar, kaçmazsa sırtına yumruğu yermiş. Ateşin üzerinden yiğitlik olsun diye atlarlarmış. Bu oyun oynanırken gençlerin başında yine delikanlı başı bulunurmuş.
         Geleneklerinde, göreneklerinde, giyiminde mutfağında Anadolu Türkmen köylerinin ortak özelliklerini gördüğümüz Bağlum değişimini devam ettirmekle birlikte, Tarihten gelen köklü yapısı ve manevi değerleri ile geleceğe umutla bakmakta, aslımızı unutmadan Müslüman Türk kimliğimize, Türk-İslam kültür ve medeniyetiyle birlikte kıyamete kadar sahip çıkacağımıza, geçmişte ödediğimiz bedelleri, gelecektede ödemeye hazır olduğumuzu, Vatan ve Millet düşmanlarına duyururuz...
        Bu vatan toprağının kara bağrında
        Sıra dağlar gibi duranlarındır.
        Bir tarih boyunca onun uğrunda
        Kendini tarihe verenlerindir...........


 
 
 
 

 
 
Bağlum İlköğretim Okulu: Hisar Mahallesi Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi No:58 Bağlum - Keçiören/ ANKARA http://www.baglumilkogretim.k12.tr-mail Tel: (312)3299023) (0312 329 90 29)
Webmaster:Mehmet GÜRGİL